Bakan Tunç’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Adalet Bakanlığı olarak bu büyük yapının daha da güçlenmesi için gerekli tüm adımları atmaya, yeni projelerle sistemi geliştirmeye ve toplumsal farkındalığı artırmakta da kararlıyız.

Önceki haftalarda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 10’uncu Yargı Paketi olarak adlandırılan yargı düzenlenmesinde de denetimli serbestlikle ilgili çok önemli bir düzenleme hayata geçirildi. Özellikle değişikle, aldıkları cezanın koşullu salıverme tarihine kadarki sürenin en az 10’e 1’ini Ceza İnfaz Kurumu’nda geçirme mecburiyeti getirildi.

Daha öncesinde tabii hepinizin bildiği gibi 2 yılın altındaki suçlar bakımında 1 yıl koşullu salıverme, 1 yıl da maktu denetimli serbestlik süresi nedeniyle 2 yılın altındaki cezalarda cezaevinde kalmama, cezaevinde bulunmama durumu toplumda cezasızlık algısına neden olduğunu hepimiz biliyoruz.

Artık yeni düzenlenmeyle 2 yıl ceza alan koşullu salıverme tarihine kadarki sürenin 10’da 1 dediğimiz, yani en az 36 gününü cezaevinde geçirmek durumunda kalacak. Hiç cezaevine girmiyordu, 36 gün cezaevinde kalma durumu olacak. 1 yıl ceza almışsa 18 gün cezaevinde kalma durumu olacak. 6 ay ceza almışsa en az 9 gün cezaevini görecek.

Dolayısıyla bu da cezasızlık algısını, denetimli serbestlikten kaynaklanan o 1 yıllık otomatik uygulanan süre nedeniyle toplumdaki eleştirileri ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir düzenleme yürürlüğe girmiş oldu.

Hafta sonu ve geceleyin infaz usulünün kapsamı ile konutta infaz usulünün kapsamı kasten işlenen suçlarda 3 yıla çıkarılmış oldu. 1 yıl 6 aydı, 3 yıla kadar kasten işlenen suçlarda hafta sonu ya da geceleyin infaz mümkün olabilecek.

Denetimli serbestlik yalnızca Türkiye’de uygulanan bir sistem değil. Özellikle Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın bütün demokratik hukuk devletlerinde buna benzer sistemler yürürlükte ve uygulanmaya çalışılıyor.”